Doç. Dr. Işık, yazılı açıklamasında, kafatasında birçok ayrı sütür bulunduğunu, bebeklerin beyninin büyümesine alan açmak için bunların arası açık olarak doğduklarını belirtti.
Sütürün kapalı olmasının tıpta "kraniyosinostoz" adı verilen kafa şekil bozukluğuna yol açtığını aktaran Işık, bu durumun yatış pozisyonuna bağlı olarak da ortaya çıkabildiğini kaydetti.
Doç. Dr. Işık, "Kafa şekil bozuklukları oldukça sık görülen bir durum. Bu, her bebekte olacak anlamına gelmiyor. Yatış pozisyonuna bağlı olabildiği gibi, 2 bin-2 bin 500 canlı doğumda bir gördüğümüz kraniyosinostoz nedeniyle de olabiliyor" bilgisini verdi.
Yatış pozisyona bağlı şekil bozukluğunun doğduktan sonra birkaç ay içinde geliştiğini, özellikle ilk birkaç ayda bebeğin hep aynı yöne yatması durumunda o taraftaki kemiğin baskı altında kaldığı için düzleştiğini, alnındaki kemiğin çıkıntılaştığını belirtti.
Doç. Dr. Işık, kulaklarda öne ve arkaya şeklinde hafif bir yer değiştirme, dikkati çekebilecek şekil değişikliği olabildiğini kaydetti.
Beş ayrı doğumsal kafa şekil bozukluğundan en sık görülenin "skafosefali" olduğunu aktararak, "Normalde 30'lu yaşlara kadar açık kalması gereken bir eklem. Erken kapandığında kafatasında uzun, ince bir görüntü görebiliyoruz. Buna kayık kafa da deniliyor." ifadesini kullandı.
Doç. Dr. Işık, ebeveynlerin çocuklarındaki her değişikliği iyi gözlemlemesi gerektiğinin altını çizerek, "Çocuğun yüzünde bir anormallik, gözleri arasındaki mesafe, gözlerinin şekli, kulak mesafeleri, kulakların yer değiştirip değiştirmemesi, alında çukurluk ya da alnın bir tarafının çıkık olması bizim için uyarıcı olmalı. Bu pozisyonel dahi olsa ameliyat edilmese bile fizik tedavi gibi bir müdahale gerektirebilir" değerlendirmesinde bulundu.