Dünya Tasarruf Günü kapsamında ülkemiz vatandaşlarına çağrıda bulunan Orak, “Tasarruf denilince pek çoğumuz gıda ve enerji tasarrufunu anlıyoruz, pek çoğumuz da bu kaynaklardan tasarruf yapıyoruz. Tasarruf, bizim ülkemizde kültürel bir davranış biçimine dönüştü ve bu gerçekten çok anlamlı bir davranış. Bugüne kadar insanlar dişinden tırnağından artırarak tasarruflarıyla ev ya da araç sahibi olabiliyor, geleceğe dönük yatırımlar yapabiliyorlardı. Bugün ise enflasyon etkisiyle birikimler yastık altında eriyip kayboluyor. Bireysel olarak yapılan bu küçük yatırımların sisteme dahil edilmesi gerekiyor” diyen Av. Mahir Orak, sözlerine şöyle devam etti,
“Hem bireysel menfaatler hem de ülke menfaati açısından kitlesel olarak hareket etmek zorundayız. Gerek enflasyon artışı gerek kredibilite imkanlarının azalması, vatandaşlarımız açısından mağduriyet olarak algılansa da bu aslında büyük bir dönüşümün başlangıcıdır. Bu dönüşüm içerisinde tasarruf edip kendi kaynaklarını yönetebilenler kazanacaktır. Bugüne kadar yüksek faizli kredi borçları altında ezilen vatandaşlarımız, artık öz kaynakları yani tasarruflarıyla hedeflerine ulaşabilecektir. Ayrıca banka ya da banka dışı bazı finans kuruluşlarının sağladığı finansmanın dış kaynaklı olduğu düşünüldüğünde, kişisel birikimlerin finansman biçimi olarak kullanıldığı Tasarruf Finansmanı şirketleri sayesinde dış borçlanma gibi bir sorunumuz kalmayacak, ülkemiz ekonomik olarak da hızla kalkınacaktır. Enflasyonun ve dış borçlanmanın en etkili panzehiri, Tasarruf Finansmanı sektörüdür.”
“Tasarruf davranışını kurumsal ve kitlesel zemine taşıdık”
Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “İnsanlar geçmişte kitlesel olarak tasarruf yapabilme yöntemlerini geliştirmişler. Mesela geriye dönüp baktığımızda tasarruf sandıklarını görüyoruz, keza yeteri derecede ekonomik güce sahip olmayan kişilerin ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle karşıladıkları kooperatifler de kitlesel finansman üretme çabalarının bir sonucudur. Geçmişte tasarruf sürecine dair kurumsal bir yapı olmamasına rağmen tasarrufun kitlesel olduğunda büyüdüğüne inanan ve bunun için örgütlenmenin gerekliliğini gösteren bir kültürel yapı var. Bugün geldiğimiz noktada ise Tasarruf Finansmanı sektörü, geçmişteki bu kitlesel tasarruf hareketini, kurumsal ve profesyonel bir zemine taşıdı. Toplumumuzun finansal rehberlere ve kurumsal önderlere ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda tasarruf altyapımızın güçlü olduğunu da görüyoruz. Tam da bu noktada tasarruf finansmanı sektörü olarak biz devreye giriyoruz. Herkesin bir evi, bir arabası olsun diye yastık altında değer kaybeden küçük tasarrufları bir araya getiriyor, borçlanmadan ve faize maruz kalmadan hayalleri gerçeğe dönüştürüyoruz. Sisteme giren bu küçük tasarruflar sayesinde milli ekonomiye de güç katıyor, iç kaynaklarımızla büyüyoruz. Biz Birevim olarak bireysel tasarrufları kitlesel tasarruflara dönüştürdüğümüzde bunun ne kadar etkili bir finansal argüman olduğunu tüm Türkiye’ye ispatladık. Bugüne kadar 100 bine yakın aileyi ev ve araç sahibi yaptık. Öte yandan milli ekonomimize de 16 milyar TL katkı sağladık. Tasarruf her dönemde olduğu gibi bugün de evde başlayacak, bilinçli ve kitlesel tasarruf ile Türkiye kazanacak” şeklinde konuştu.
